MEHMET KARA
Enerji dönüşümü, tüm dünyanın gündeminde. Ve bunun merkezinde yer alan konu başlıklarından biri de, elektrik üretiminde yenilenebilir enerji kaynaklarından daha fazla yararlanmanın önünü açağı düşünülen, elektrik depolama çözümleri. 30 GW’a yakın depolamalı elektrik üretim tesisi kurulum lisansı alınması da bunun ana göstergelerinden biri. Peki bu işin ucu nereye varacak, çok konuşulanların dışında ne tür başka etkilere yol açacak?
İşin sanayi tarafında pazara yeni çözümler, dolayısıyla yeni aktörler çıkması beklenebilir mi? Enerji ekipman ve teknolojileri alanında uzun yıllardır öne çıkan isimlerden Smart Güneş Teknolojileri Yönetim Kurulu Başkanı Halil Demirdağ ile Almanya’nın Münih şehrinde gerçekleştirilen Intersolar 2025 Fuarı sonrasında konuştuk.
Intersolar 2025’i öncekilerden farklı kılan yönler neler?
Hatırlarsınız belki, 5-6 sene önce Mercedes’in bir depolamalı standı vardı bu fuarda ve çok ilgi çekmişti. Bu yılki Intersolar’da ise yaklaşık 6 salon depolama çözümlerine ayrılmış. Hatta diğer hollerde de kısmen depolama çözümleri var. Yani inanılmaz bir depolamalı konusu var ve her geçen gün de artıyor.
Peki bu alanda ne değişti o günden bugüne?
Depolamalı enerji yatırımları artık kendini geri ödeyen çözümler haline geldi. Intersolar 2025’te de bunun altını kalın bir kalemle çizmiş olduk. Bu yılki fuarın bir diğer farkı da şu, ilk defa Alman firmalarının, Avrupalı firmaların depolama konusundaki reklamını görüyorsunuz. Bu konuda Avrupa’da da üretim var. Biliyorsunuz güneş panelinde pazarı Çin’e kaptırdılar. Tabii yine depolama işinde de Çin hâkim ama en azından Avrupa’da da bu konuda faaliyetler var. Genelde teknoloji ilk buradan başlıyor sonra Çin çok büyük adetlerle üretip rekabette öldürüyor bu tarafı. Ama Avrupa firmalarının da biz bunu yapıyoruz demeleri önemli. Çünkü eskiden bu alanda güvenlik konusunda insanlar korkutuluyordu. Bataryalar patlıyor, yanıyor, şu oluyor falan deniliyordu. Ama bir Avrupalı bunun güvenlik standartlarını sağladık dediği zaman artık aynı ürünü Türkiye’den getirme veya Çin’den alma konusunda çok ciddi faydası oluyor bize.
Peki bunun dönüştürücü gücü etkisi ne olacak depolamanın?
Bugüne kadar bize yeşil enerji, güneş ve rüzgâr kesintili enerji kaynağı deniyordu. Bunu dengelemek için hidroelektrik ve termik santrallere ihtiyaç olduğu söyleniyordu. Şimdi bunun yerine biz şu anda kilovatsaat başına 5.0-5.5 cent fiyatla güneş ve rüzgâr santrallerinde elektrik üretip bunu depolayarak emreamade şekilde sistemin hizmetine sunacağız. Bunun öncekinden farkı ne? Allah’ın güneşinden, bedava kaynaktan ürettiğimiz elektriği depoda tutacağız, onu da sistem istediğinde vereceğiz.
Sadece depolama ile dengeleme işi çözülür mü?
Türkiye’de elektrikte dengesizlik en fazla yaz aylarında oluyor. Neden? Çünkü hidroelektrikten çok ciddi bir üretim var ama şimdi yazın su yok. Biz ne yapıyorduk bugüne kadar, büyük barajlarımızı esasında batarya olarak kullanıyorduk.
Şimdi bu depolama çözümleri bir köprü vazifesi mi görecek yani?
Aynen öyle. Bir de biliyorsunuz burada önemli olan, dengesizlik yaşandığında, şebekeye hızlı destek olabilmek. Şimdi bir anda güç düşerken en hızlı devreye girebilen kaynaklardan bir tanesi depo olacak. Bu depoda hidroelektrik de olabilir ama her zaman istediğiniz kadar su yok, bu da bir gerçek. Kuraklık yıllarında enerjiyi keseyim diyebilir misiniz? Bugün sanayiyi üç gün durdurmanın maliyetini bir düşünün. Bizim depolamada yapacağımız 35 milyar dolarlık yatırım esasında bu riski inanılmaz derecede azaltıyor.
Bu 35 milyar dolar ne anlama geliyor?
Ülkemiz barajlara milyarlarca dolar yatırım yapmış dedelerimizin zamanında. Maddi durumu çok daha zayıf iken Keban Barajını yapmış, biz o barajın depoladığı suyun hesabını yapıyoruz. İşte bugün de biz elimizi taşın altına koyarak gelecek nesillere yeni bir depolama altyapısı bırakmalıyız.
Elektrik depolamanın, kaynak maliyetinin dışında teknik açıdan sunduğu avantajlar da var mı?
Aslında var. Çünkü depolamanın en önemli avantajlarından bir tanesi de şu. Depo saniyede devreye girebiliyor. Dolayısıyla frekans kontrolü konusunda da sistemin sağlamlaştırılması, sağlıklı hale gelmesi konusunda ciddi bir avantaj sunuyor. Yani depolama çözümleri, şebeke yönetimi meselesinde de ciddi rol üstlenecek.
SMART GÜNEŞ NE YAPIYOR?
Peki Smart Güneş ne yapıyor bu konularda?
Bir kere biz de depolamalı GES’ler kuruyoruz. Ana şirketimizin, Smart Holding’in depolamalı GES lisansları var ve onları devreye alacağız. Yedi sene kadar önce GENSED Başkanlığı’nı üstlenmiştim. Derneğin adındaki D harfinin depolama olduğunu söyledik o zaman ve tüzüğe biz depolama kelimesini de eklettik. Esasında Türkiye’nin ilk depolamalı enerji derneklerinden biri biziz. Dolayısıyla deposuz güneş artık söz konusu değil. Bugün sadece Türkiye’de değil, Avrupa’da da, Türkiye’de de 1 MW’lik üretim lisansı almak için 1 megavatsaatlik depolama kurmanız gerekiyor. Ben inanıyorum ki daha fazla kurulabilir de, hani kimin ne zaman ne kadar yatırım yapacağı bilinmediği için insanlar şimdilik kurulu güçle bağlantılı şekilde bire-bir kuruyorlar belki de.
Depolama yatırımlarında maliyetler ne durumda?
Elektrik depolamada yatırım maliyetleri hızla düşüyor. 5-6 sene önce 5 sene önce bir konteynere sığan bir MWh’lik depolama ünitesi 1 milyon Euro idi. Ürün ebatlarında da küçülme oldu. Şimdi aynı konteynerda 4-5 MWh arasında kapasite var. Yani hem verim arttı hem de konteynerin fiyatı bugün yani yine 1 milyon Euro.
Smart Güneş esasen ekipman üreticisi, depolamada nasıl bir rol üstlenmeyi öngörüyorsunuz?
Depolama esasında ekipmanların en büyük kısmı değil. Hatta en ufak kısımlarından biri. Ama onun yine bir trafo merkezine bağlanması, devre kesicileri kullanılması gerekiyor. Biz bunların hepsini yapıyorduk zaten. Panel zaten DC üretiyor bunu AC’ye çevirme, voltajını arttırıp sisteme basma zaten bizim işimiz. Bu konuda çalışan 180’e yakın ayrı mühendislik ekibi var. Biz de dolayısıyla bütün sistemi A’dan Z’ye kurabiliyoruz, yapabiliyoruz. Avrupa da dahil dünyanın başka ülkelerinde de biz hem GES’lere hem de depolama projelerine talibiz.
Mehmet KARA – Enerji Günlüğü
.